Tasavvuf hareketi, Memlükler döneminde (648-923/1250-1517) yönetici elitin yanı sıra ulemâ ve toplumun teveccühüne mazhar olmuştur. Memlük devlet ricâli, vakıflar aracılığıyla sûfîler için çok sayıda kurum yaptırmışlardır. Dönemin ulemâsının da ilgi göstermesiyle tasavvuf, toplumda revaç bulmuştur. Bununla birlikte bazı sûfîler, fikirleri dolayısıyla tenkit edilmiştir. Bunlardan biri de İslam tarihinin ilginç şahsiyetlerinden biri olan İbnü’l-Arabî’dir. Görüşleriyle kendi döneminden itibaren tartışmaların odağı haline gelen İbnü’l-Arabî, Memlükler döneminde yoğun eleştirilere maruz kalmıştır. 13. asırda İzzeddîn b. Abdüsselâm ile başlayan ve 14. asırda İbn Teymiyye ve İbn Haldûn ile devam eden İbnü’l-Arabî aleyhtarlığı, başkadılık yapmış bazı âlimlerin İbnü’l-Arabî’nin kâfir olduğuna dair fetvalarıyla devlet politikası haline gelmiştir. Bu minvalde Mekke’nin ilk Mâlikî başkadısı olan tarihçi Takıyyüddîn el-Fâsî de İbnü’l-Arabî’nin biyografisini kaleme almıştır. Bu çalışmada yöntem olarak öncelikle Memlükler döneminde İbnü’l-Arabî aleyhtarlığı betimlenmiştir. Daha sonra Takıyyüddîn el-Fâsî’nin el-ʿİḳdü’s̱-s̱emîn fî târîḫi’l-beledi’l-emîn adlı eserinde İbnü’l-Arabî’yi eleştirdiği konular tasavvufî açıdan incelenmiştir. Bazı fetvaların nakillerini içeren biyografide İbnü’l-Arabî’ye dair yanlı aktarımların olduğu tespit edilmiştir.
During the Mamluks period (648-923/1250-1517), the Sufi movement was favored by the ulema and society as well as the ruling elite. The officials of the Mamluk state established many institutions for Sufis through foundations. Sufism became popular in society, thanks to the interest of the ʿulamāʾ of the period. However, some Sufis were criticised because of their ideas. Among them is Ibn al-ʿArabī one of the interesting figures of Islamic history. Ibn al-ʿArabī, who became the focus of debates due to his views, faced severe criticism, not only during his own time but also during the Mamluk period. Initially voiced in the 13th century by Izz al-Din ibn ʿAbd al-Salām and further expressed in the 14th century by Ibn Taymiyya and Ibn Khaldūn, the criticisms against Ibn al-ʿArabī evolved into a state policy when some scholars who formerly served as a chief qadi issued fatwas that Ibn al-ʿArabī was a heretic. In this respect, the historian Takī al-Dīn al-Fāsī, who was the first Mālikī chief qadi of Mecca, wrote a biography of Ibn al-ʿArabī in a way that denounced Ibn al-ʿArabī. In this study, as a method, first of all, the opposition of Ibn al-ʿArabī in the Mamluks period was described. Later, in the work of Takī al-Dīn al-Fāsī's al-ʿIḳd al-t̲h̲amīn fī taʾrīk̲h̲ al-balad al-amīn, the subjects Ibn al-ʿArabī criticized were examined from a mystical point of view. In the biography, which includes the transmission of some fatwas and the transmission of existing views, it has been determined that the author about Ibn al-ʿArabī sometimes has biased transmissions.