Bu makale Rukiye Hanimın kimliği, kısmen biyografisi ve ilişkilerini ele almaktadır. Rukiye Hanim, modern Malezyanın siyasi ve akademi dünyasında kayda değer rol almış üç ailesinin büyükannesi olmasıyla tanınıyor. 19. yüzyılın sonlarına doğru, kardeşi Hatice Hanimla birlikte Johor Sultanı Ebubekire Osmanlı Sarayının hediyesi olarak gönderildiği ileri sürülmektedir. Bu makale, kimi çevrelerin Rukiye Hanimın ilişkileri bağlamında ortaya attıkları görüşler üzerine gündeme geldi. Bu çalışmanın yazarları bu Hanim hakkında gündeme getirilen mevcut anlatıları, Benedict Andersonun icad edilmiş hafıza kavramına atfen dikkatlere sunmaktadır. Çalışmada, bir dizi hatalı imgeler etrafında kurgulandığı ileri sürülen Rukiye Hanimla ilgili bazı detaylara dikkat çekmektedir. Bu çerçevede, çalışma, bugüne kadar kaleme alınmış birincil kaynaklar kadar, Rukiye Hanimın hayattaki yakınları ile yapılan sözlü anlatıya dayanmakta ve içerisinde Türkçe, Malayca ve İngilizce kaleme alınan eserler karşılaştırmalı olarak değerlendirilmektedir. Bu araştırma, söz konusu cariyelerin Osmanlı Saray ailesine mensup olmadığını, aksine başka bir ulusa mensup sıradan kişiler olduğunu bulgulamaktadır. Rukiye Hanim kimliği etrafında oluşturulan sansasyonel imaj, Türkiye ve Malezyada bazı belirli çevrelerin tarihi ger- çekleri farklı yorumlamalarına dayanmakta ve bu imaj ile modern Türkiye ve Malezya ilişkileri tarihsel olarak örüntülenmek istenmektedir
The present article investigates the identity, partial biography, and relations of Rukiye Hanim. She is recognized as the grandmother of three significant families who have been playing distinguished roles in politics and academics in Malaysia. Rukiye Hanim with her sister Hatice Hanim are believed to have been presented as concubines by Babussaade, the Palace in Constantinople, to Sultan Abu Bakar of Johor in the closing decades of the 19th century. It is significant here to pin down that this article grew out of some concerns upon the discourse argued by circles around the relations of Rukiye Hanim. The present writers urge that the established discourse creates an imagined memory, explicitly or implicitly, borrowing the concept from Benedict Anderson, related to this lady. This article will provide some details on the concubine, Rukiye Hanim who seems to be the main actor to set aright imagined misconceptions. This research relies on primary data particularly from oral information of the living descendants of Rukiye Hanim. Besides, the present writers conduct comparative understanding of the secondary sources to re-examine the mainstream discourse upon Rukiye Hanim written in Turkish, Malay and English languages. This research found that the concubines are not connected organically with the Ottoman Palace family, they are instead commoners and members of other nations. This sensational imagination has turned out to be a sort of historical fact structured by certain groups, both in Turkey and Malaysia, and it has been functionalized to establish historically the relations between modern Turkey and Malaysia.