SANAT VE TEKNOLOJİNİN KESİŞİMİNDE YENİLİKÇİ MÜZE DENEYİMLERİ


Şahin Kubat Z.

AHMET YAKUPOĞLU ANISINA 4. ULUSLARARASI SANAT ve TASARIM SEMPOZYUMU, Kütahya, Turkey, 2 - 04 October 2025, pp.398-399, (Summary Text)

  • Publication Type: Conference Paper / Summary Text
  • City: Kütahya
  • Country: Turkey
  • Page Numbers: pp.398-399
  • Bilecik Şeyh Edebali University Affiliated: Yes

Abstract

Müzeler, geleneksel biçimiyle eserlerin saklanıp sergilendiği durağan mekanlar olarak algılanmaktadır.  Günümüzün dijital çağında ise müzeler, sadece nadide eserlerin korunup sergilendiği mekanlar olmaktan çıkarak; ziyaretçilerin merkeze alındığı, onu pasif bir gözlemci olmanın ötesinde etkileşime davet eden, çok duyulu ve sürükleyici deneyim sunabilen dinamik yapıda kültürel platformlara dönüşmektedir. Temeli sanat ve teknolojinin kesişiminde gerçekleşen bu dönüşüm, öğrenme süreçlerini, ziyaretçi katılımını, erişebilirliği ve nihayetinde kültürel mirasla kurulan ilişki biçimini yeniden tanımlamaktadır. Bu çalışmada, kuramsal bir çerçevede bu yeni deneyim biçimleri incelenmekte ve pratikte en yaygın kullanılan dokunmatik ekranlar, video haritalama ve artırılmış gerçeklik gibi üç farklı dijital uygulama türü çeşitli örnekler üzerinden analiz edilmektedir. Yapılan değerlendirmeler, bahsi geçen teknolojilerin her birinin müze deneyimine yaptığı özgün ve tamamlayıcı katkıları ortaya koymaktadır. Dokunmatik ekranlar detaylı bilgilendirme işlevi ile etkileşimli öğrenmeyi desteklerken, video haritalama mekânın tümünü bir hikâye anlatım aracına dönüştürerek mekânsal atmosferi son derece güçlü bir biçimde deneyimlemeyi sağlamakta; artırılmış gerçeklik ise fiziksel gerçekliği zenginleştirerek ziyaretçilere çok katmanlı anlatım ve derinlemesine yaşanabilen bir keşif olanağı sunmaktadır. Bu uygulamalara dair ortak bulgu, tüm bu deneyimlerin geleneksel yöntemlere kıyasla hikâye anlatımını güçlendirme ve eserle doğrudan, kalıcı ve duygusal bağ kurma konusunda katkı sunduğu yönündedir. Bununla beraber, teknolojinin bir araç olarak sanatsal içerik ve özgün değerlerin önüne geçmemesi, aksine onları öne çıkarmak adına kullanılması gerektiği de değerlendirilebilir. Sonuç olarak, sanat ve teknolojinin kesişiminde şekillenen söz konusu yenilikçi müze deneyimleri, ziyaretçileri pasif birer izleyici olmanın ötesine taşıyarak aktif bir katılımcıya dönüştürmektedir. Kültürel mirasın aktarım ve algılanış biçimlerini dönüştürmekte ve müzenin toplumsal, sosyal işlevini önemli ölçüde güçlendirme görevi taşıdığı görülmektedir.