IDIL SANAT VE DIL DERGISI, cilt.8, ss.1843-1855, 2019 (Hakemli Dergi)
Görme eylemini gerçekleştiren gözümüz dış dünya ile temas kurduğumuz organımızdır. Çevremiz ile olan
bağlantımızı en çok görme yoluyla gerçekleştiririz. Görme eylemi ve algılama Gestalt ilkelerinde görenin bakışına
göre değişkenlik gösteren figür-zemin ilişkisine bağlıdır. Görme organımız olan göz, kendi başına insanlık tarihi
boyunca görme eylemi ile bakış bağlamında mitlere konu olmuş hatta mistik (gizemli), uhrevi bir misyon yüklenerek
birçok anlama gelen sembollerde kullanılmıştır. Her Şeyi Gören Göz her kültürde ve dönemde var olmuştur. Genel
olarak uyanıklığın ve Tanrının koruyucu gücünün sembolüdür. Nazar veya kem göz kültürünün yaygın olduğu
yerlerde bu tehlikeye karşı kullanılan bir çeşit uğurdur. Nazar inancı özellikle bakış ile ilişkilendirilmektedir. Bizdeki
nazar boncuğu da bu sınıfa giren örneklerdendir. Taşıyanı kötülüklerden koruyan üzerinde Her Şeyi Gören Göz, Eski
Mısır’daki Horus’un Gözü, Hindistan’da Budha’nın Üçüncü Gözü, Türkiye, Yunanistan, Kuzey Afrika, Orta Doğu ve
Hindistan’da oldukça yaygın olarak kullanılan Fatma Ana’nın eli ve mavi nazar boncukları nazara karşı koruma inancı
misyonunu yüklenmiştir. Böylece bir görsel simge haline dönüşen göz imgesi Türk seramik sanatında da önemli bir
esin kaynağı olmuştur. Bu makalede gözün sembolik anlamı ile bakış olgusunun Türk seramik sanatında kullanımı
çeşitli sanatçılar ve eserleri irdelenerek değerlendirilmiştir. Çalışmada incelenen yakın dönem seramik sanatçıları göz
sembolünü ve bakış olgusunu kullanırken, nazara, iyi şansa, kötülerden korunmaya, uhrevi dünyaya, tılsımlara, dünya
algısına ve bakış olarak izlenme duygusuna göndermelerde bulunmuşlardır.
Anahtar kelimeler: Gözün Sembolik Kullanımı, Bakış, Nazar, Türk Seramik Sanatı