Toplum, Ekonomi ve Yönetim Dergisi , cilt.5, sa.2, ss.408-436, 2024 (Hakemli Dergi)
1948 tarihli Soykırımı Önleme ve Cezalandırma Sözleşmesi, soykırım suçunun tanımını yaparak
yasaklamıştır. Devletin Soykırım Sözleşmesindeki sorumluluğu, iç hukukunda Sözleşmeye uygun
düzenleme yaparak soykırımı uluslararası suç olarak tanıması ve faillerin yargılanması konusunda
gerekli iş birliğini yapmasıdır. Bu anlamda Soykırım Sözleşmesi taraf devletler arasında devlet başkanları
dahil suçluların yargılanması ve iadesi konusunda adli iş birliğini tesis etmektedir. Soykırımın alelade
cinayetler serisi olmaması, organize ve sistematik yok etme faaliyetlerini ve güçlü bir niyetliliği
gerektirmesi, emir-komuta zinciri, itaat-otorite-yaptırım, ikna edici propaganda ve söylem teknikleri,
etkili şiddet araçlarına gereksinim duyması nedenleriyle suçun Devlet katılımı olmadan
gerçekleşmeyeceği fikrini doğurmaktadır. Bu nedenle Devletin sorumluluğu konusu soykırım suçları için
farklı yorumlara neden olabilmektedir. Ancak gerek Sözleşmenin hazırlanış sürecinde gerek Uluslararası
Hukuk Komisyonu’nun Devletin Sorumluluğunu belirleme çalışmalarında ve ilgili Raporlarında gerekse
de literatürdeki yaygın görüşte Devletlerin Sözleşmede anılan yükümlülüklerini aşan bir yaklaşım söz
konusu değildir. Tüzel kişiliklerin cezai sorumluluğu olmadığı hususu açıktır. Çalışmanın amacı
Uluslararası Adalet Divanının Devlet sorumluluğuna ilişkin bir kararının yarattığı çelişkiyi ilgili hukuk
metinlerini analiz ederek tartışmaktır. Hukuki analiz ve mukayese yöntemleri kullanılmıştır.