Tarih Kultur ve Sanat Arastirmalari Dergisi-Journal of History Culture and Art Research, cilt.1, sa.4, ss.211-246, 2012 (ESCI)
Bu çalışmada, daha müreffeh bir hayat yaşama gayesiyle gerçekleştirilen sınırsız üretim ve tüketim faaliyetlerinin, çevre tahribatı yoluyla tam aksi yönde etki yapıp yapmadığı incelenmeye çalışılmıştır. Çalışmanın temel amacı, üretim ve tüketim faaliyetlerinin çevreye zarar vermesi durumunda, çevresel vergilerin bu tahribatı azaltmada etkili bir çözüm olup olamayacağı hakkında çıkarımda bulunmaktır. Çalışmanın problemi genelde çevresel bozulma, özelde de emisyondur. Öncelikle çevre ekonomisi başlığı altında çevre ile ekonomi arasındaki ilişki ortaya konulmaya çalışılmış, sonrasında analizimize hazırlık olması mahiyetinde emisyon, çevresel vergiler, GSYİH, kişi başına düşen milli gelir hakkında bilgi verilmiştir. İktisadi büyüme süreciyle çevresel bozulma arasındaki etkileşimi açıklarken Çevresel Kuznets Eğrisi (ÇKE) ve Kirlilik Sığınağı Hipotezi veya Kirlilik Cenneti’nden faydalanılmıştır. Türkiye’nin de ÇKE ile uyumlu olduğu ve milli geliri reel olarak 4090 dolardan sonra çevreye verilen zararların azalacağı tespit edilmiştir. Ayrıca milli gelir hesaplamalarında da çevresel maliyetlerin hesaba katılması zaruretine değinilmiştir. Çevresel bozulmayla çevre vergileri arasındaki ilişki de çevresel vergi gelirlerinin toplam vergi gelirlerine oranlanarak ortaya konmaya çalışılmıştır. Nitel analizlerimize temel teşkil edecek veriler Avrupa Çevre Ajansı, Avrupa Komisyonu ve Dünya Bankası’nın internet sitelerinden elde edilmiş, AB ve OECD ülkelerinin iktisadi büyüme, çevresel vergi ve emisyon hacimlerine ilişkin veriler arasındaki ilişki gözlemlenmeye çalışılmıştır. Buna göre; iktisadi büyüme, farklı gelişmişlik düzeylerine göre ülkeden ülkeye farklı çevre tahribatı sonuçları vermektedir. Çevresel vergilerin etkin bir şekilde vergi sistemlerinde bulunan ülkelerde ise, emisyon hacimlerinin daha az olması beklenmektedir.