Aciliyet ve Kıtlık Algısı Oluşturmak Amacıyla ArayüzTasarımlarındaKullanılanKaranlık Örüntülerin(Dark Patterns) Kullanıcı Deneyimlerine Etkilerine Yönelik Bir Araştırma


Creative Commons License

Erdem Ö.

Uluslararası Akademik BirikimDergisi, vol.8, no.2, pp.138-159, 2025 (Peer-Reviewed Journal)

Abstract

This  study  aims  to  examine  the  effects  of  dark  patterns,  designed  using  cognitive  biases  and persuasive  technologies,  on  users'  attitudes  and  behaviors  through  the  perception  of  urgency  and scarcity. To achieve  this  objective,  the  formation  process  of darkpatterns  was  thoroughly  analyzed, starting  from  the  physical  and  structural  transformations  in  graphical  user  interface  designs  and extending   to   all   related   aspects.As   a   result   of   this   analysis,   the   ethical   framework   of persuasiveness—one  of  the  most  critical  qualities  of  good  design—has  been  investigated,  and persuasive  designs  that  exceed  these  ethical  boundaries  have  been  identified.  The  study  examines designs in line with a universal ethical perspective and explores the extent to which users are exposed to dark pattern techniques that manipulate their rational decision-making processes. Findings  from  the  study  indicate  that  nearly  all  participants  have  encountered  dark  patterns  that create   a   sense   of   urgency   and   scarcity   across   multiple   platforms.   While   dark   patterns   are predominantly   experienced   on   websites   and   mobile   applications,   participants   also   reported encountering   them   on   gaming   consoles,   television,   newspapers,   store   displays,   and   printed publications.  Participants'  perceptions  regarding  the accuracy  of  information  presented  within dark           patterns were assessed, revealing an overall tendency toward uncertainty. The subsequent tendencies were disbelief in the accuracy of the information, followed by eventual belief.When  evaluating  the  influence  ofdark  patterns  that  create  a sense  of  urgency  and  scarcity  on participants'  decision-making  processes,  the  findings  suggest  that  the  majority  of  participants  were affected in their decision-making. In this context, the necessity of raising user awareness against dark patterns—the  core problem  this study addresses—has  been quantitatively  supported by  the  research findings.

Bu  araştırmada,  bilişsel  önyargılar  ve  ikna  edici  teknolojiler  kullanılarak  hazırlanan  karanlık örüntülerin, aciliyet  ve  kıtlıkalgısıylakullanıcıların  tutum  ve  davranışları  üzerindeki  etkilerinin incelenmesi amaçlanmıştır.  Bu  amaç  doğrultusunda,  karanlık  örüntülerin  oluşum  süreci,  grafik arayüz   tasarımlarındaki   fiziksel   ve   yapısal   dönüşümlerden   başlanarak   tüm   bağlantıları   ile incelenmiştir.Bu  inceleme  sonucunda,  iyi  tasarımın  en  önemli  niteliği  olan  ikna  ediciliğin  etik çerçevesi araştırılmış ve günümüzde bu sınırların ötesine geçen ikna edici tasarımlar tespit edilmiştir. Tasarımlar,  evrensel  etik  anlayışı  doğrultusunda  incelenmiş  ve  kullanıcıların  rasyonel  kararlarını manipüle   eden   karanlık   örüntü   tekniklerine   hangi   ölçülerde   maruz   kaldıkları   araştırılmıştır.Araştırma  bulgularına  göre,  katılımcıların  büyük  çoğunluğununbirçok  platformda  aciliyet  ve  kıtlık algısı  oluşturan  karanlık  örüntülere  maruz  kaldığı belirlenmiştir.  Ağırlıklı  olarak  web  sayfaları  ve mobil uygulamalar olmak üzere; kullanıcıların oyun konsolları, televizyon, gazete, mağaza vitrinleri ve  basılı  yayınlarda  karanlık  örüntüleri  deneyimledikleri  sonucuna  ulaşılmıştır.  Katılımcıların karanlık örüntülerde sunulan içerik bilgisine yönelik görüşleri değerlendirilmiş ve sunulan bilgilerin doğruluğuna  yönelik  eğilimin  kararsız  olma  yönünde  olduğu  görülmüştür.  Takip  eden  eğilimler  ise, önce bilgilerin doğruluğuna inanmamak, ardından inanmak şeklinde olmuştur.Aciliyet ve kıtlık etkisi veren   karanlık   örüntülerin,   katılımcıların   kararlarını   etkileme   durumlarına   yönelik   sonuçlar değerlendirildiğinde   ise,   çoğu   katılımcının   kararlarının   etkilendiği   sonucuna   ulaşılmıştır.   Bu bağlamda,  bu  çalışmanın  temel problemi  olan“karanlık  örüntülere  karşı  kullanıcılara  farkındalık kazandırılması” gerekliliği araştırma sonuçlarına göre nicel bulgularla desteklenmiştir.