20 MART ORAL SAĞLIK SEMPOZYUMU, İstanbul, Türkiye, 19 - 21 Mart 2021, ss.38-39, (Özet Bildiri)
AMAÇ:
Hemanjiomlar, endotel hücrelerinin proliferasyonuyla karakterize benign vasküler tümörlerdir. Oral bölgede nispeten nadir görülür ve en çok dudakları, dili, yanak mukozasını ve damakları tutar. Hemanjiomlar kadınlarda daha sık görülür. Genellikle asemptomatiktir fakat şişlik, ağrı, renk değişikliği, nabız atımı, morarma gibi klinik belirtiler görülebilir ve kanama riski bulunur. Lezyon klinik olarak koyu kırmızı veya mavi-kırmızı renkte izlenir. Lezyon boyutları birkaç milimetreden birkaç santimetreye kadar değişebilir ve dokularda deformiteye yol açacak boyutlara ulaşabilir. Lezyonun bası altında beyazlaması karakteristik bir klinik bulgudur. Baş ve boyun bölgesindeki flebolitler hemen her zaman hemanjiom varlığının işaretidir ve en iyi panoramik grafilerde ve MDBT görüntülerinde tanımlanır. Kesit görüntülerinde yuvarlak ya da oval şekilli, çapı 6 mm'ye kadar artabilen düzgün sınırlı lezyonlardır. Yaygın alarak flebolitler 'boğa gözü' ya da 'hedef benzeri' görünüm veren tabakalı bir görüntüye sahiptir ancak içyapısı homojen bir şekilde radyoopak da olabilir. Bu olgu sunumunun amacı hemanjiomun klinik ve radyografik durumu hakkında bilgi vermektir.
OLGU:
22 yaşında kadın hasta kliniğimize rutin muayene için başvurdu. Hastanın klinik muayenesi sırasında sağ yanak mukozasında mavi•mor renkte, lobüle. diaskopi ile solan ve vasküler orjinli olduğundan şüphelendiğimiz bir lezyon tespit edildi. Herhangi bir semptomu olmayan hastadan alınan anamnezde, daha önce bu lezyona hemanjiom tanısı konuduğu öğrenildi. Hastada semptom olmaması ve kanama riskinden dolayı lezyonun tedavisine gerek duyulmamıştı. Hastanın radyografisinde sağ tarafta 4 adet yuvarlak, düzgün sınırlı, hedef benzeri görünümü olan çoklu flebolitler tespit edildi.
SONUÇ:
Hemanjiom hastalığının tanısı klinik ve histopatolojik temellere dayanır, Klinik olarak oral lezyonlar derideki lezyonlara kıyasla
daha az gerileme gösterir. Hemanjiomlar, iyi huylu görünümleri ve zamanla gerileme
göstermeleri nedeniyle tedavi gerektirmezler, Bununla birlikte konuşma, yutma güçlüğü ve hava yolu obstrüksiyonu gösteren vakalarda tedavi önerilmekledir. Olası
tedavi seçenekleri arasında cerrahi eksizvon, lazer, krivoterapi, embolizasyon
ve skleroterapi yer almaktadır. Bu tip lezyonlarda biyopsi uygulanırken kanmaya yol açmamak için dikkatli olunmalıdır. Radyografik olarak
görülen flebolitler doğru tanımlanmalıdır.