Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, cilt.27, sa.2, ss.419-436, 2025 (ESCI)
Modern çağın
belirleyici unsurlarından biri haline gelen dijitalleşme, epistemolojik
yapıları, temsil biçimlerini ve iletişim pratiklerini köklü biçimde dönüştürmüş;
bu dönüşüm, genelde dinî düşüncenin, özelde ise tasavvufun inşa, aktarım ve
tecrübe edilme biçimlerinin dijital mecralarda yeniden şekillenmesini zorunlu
ve kaçınılmaz kılmıştır. Bu bağlamda tasavvufun temel ritüelleri ve ilişki
biçimleri, dijital dünyanın imkanları doğrultusunda farklı bağlamlarda yeniden
yorumlanmakta ve geleneksel sınırların ötesinde yeni temsiller kazanmaktadır.
Ancak bu alternatif temsil biçimleri, beraberinde bazı yapısal ve anlam
merkezli kırılmalar da getirmiştir. Tasavvufî düşüncenin özünde yer alan
etkileşim, hâl aktarımı ve süreklilik gibi ilkeleri; dijitalleşmenin sunduğu
hız, eşzamanlılık ve yüzeysellikle nasıl bir uyum yakalayabilir? İşte bu
çalışma, dijitalleşmenin geleneksel tasavvufî yapılarla çatışan veya örtüşen
yönlerini çözümlemeye çalışarak, bu çok katmanlı sorunsala analitik bir
yaklaşım sunmaktadır. Bu kapsamda, nitel içerik analizi, doküman taraması,
görsel medya incelemesi ve grafiksel gösterimler gibi yöntemlerle teorik
çerçevenin veri temelli okumalarla buluşturulması hedeflenmiştir. Çevrimiçi
sohbetler, dijital rabıta, şeyh-mürid uygulamaları ve sanal cemaat yapıları
örneklem dahilinde incelenmiş; geleneksel tasavvufun temel ilkeleri ile dijital
temsil biçimleri karşılaştırmalı olarak değerlendirilmiştir. Elde edilen
bulgulara göre; dijital ortamlar bireysel erişimi ve yaygınlığı artırmakla
birlikte, tasavvufun dönüştürücü gücünü taşıyan içsel disiplin süreçlerini
zayıflatmaktadır. Bununla birlikte, çalışma; geleneksel yapılarla dijital
ortamların bazı tematik ve işlevsel kesişim noktalarını da ortaya koymuş,
dijital mecralarda tasavvufî eğitimin sürdürülebilirliğine yönelik dengeli,
özgün ve çoğulcu öneriler geliştirmiştir.