Gaziantep Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, cilt.24, sa.4, ss.2037-2054, 2025 (Hakemli Dergi)
Bu çalışmada Batı’nın Türkiye ve Türkler ile olan ilişkilerinde adaleti gözetip gözetmedikleri vakalar üzerinden ortaya koyulmuştur. Batı kavramı içinde, 1800’lerden günümüze Avrupa’daki devletlerin, Amerika Birleşik Devletleri (ABD)’nin ve Rusya’nın Türklerle ve Türkiye ile ilgili meselelerde uyguladıkları veya uygulamaya çalıştıkları politikalar incelenmiştir. Batı’nın kutsal gördüğü toprakları kendi dinlerinden olmayan Türklerin ele geçirmesi ve yerleşmesi, Batı’nın Türklere karşı tavırlarının bir sebebi olduğu görülmüştür. 19. yüzyıldan itibaren Türklerin önce Balkanlardan ardından Anadolu’dan atılması için her aşamada her faaliyeti Batı mübah görmüştür. Bu doğrultuda Yunanlıların ve Ermenilerin Türklere yönelik soykırımların da arkasında durmuşlar hatta desteklemişlerdir. Sırpların Türk olarak adlandırdığı soydaşları olan Müslüman Boşnaklara 1990’larda yaptıkları soykırım da Batı’nın gözü önünde gerçekleşmiştir. Günümüzde Akdeniz’de ‘Münhasır Ekonomik Bölge’ tartışmalarında olduğu gibi Türkiye’nin aleyhine alınan kararlar karşısında Türkiye’nin hakkını aramaya yönelik faaliyetlerini de kabul etmemektedirler. Osmanlı Devleti’nin etkinliğini kaybetmesiyle birlikte ortaya çıkan Kıbrıs Meselesinde, özellikle 20. yüzyılın ortalarında adadaki Rumların Türksüz Kıbrıs hedefi doğrultusunda işledikleri katliamlara Batı hem sessiz kalmışlar hem de Rumların yanında yer almıştır. Bu incelemelerin neticesinde Türklerin Batı ile adalet konusunda yaşadığı sorunların çözümü için öneri ortaya koyulmuştur. Bu çalışmada ele alınan, son yüz yılda Türklerin Batı ile yaşadığı sorunların tespiti ve çözüm önerilerinin ilk kez bir arada bulunması makaleye orijinallik kattığı düşünülmektedir.
This study explores whether the West (European Union, the United States, and Russia) has acted justly in its relations with Türkiye and the Turkish people. Through a series of case studies, it has been demonstrated that one of the underlying reasons for the West's longstanding attitudes toward the Turks stems from the settlement and control of lands considered sacred by the West, by a people of a different religious background. Since the 19th century, Western powers have employed all means at their disposal to expel the Turks first from the Balkans and subsequently from Anatolia. In this context, Western support either explicit or through passive complicity was extended to the genocidal acts perpetrated by Greek and Armenian groups against the Turks. Similarly, the genocide committed by Serbian forces in the 1990s against the Bosniaks, whom they pejoratively referred to as ‘Turks’, occurred in full view of the Western world, which largely failed to intervene. In contemporary times, this attitude continues, as evidenced in the disputes over the 'Exclusive Economic Zone' in the Eastern Mediterranean. The West has consistently dismissed Türkiye’s legitimate efforts to assert its rights in response to unilateral decisions made against it. In the case of Cyprus, Western actors remained silent during the massacres carried out by Greek forces on the island, aligning themselves with the Greek Cypriot side in pursuit of a Cyprus free of Turkish presence. Based on the findings of this study, a framework has been proposed for addressing the justice-related issues between Turks and the West. The identification of these long-standing grievances, along with the novel set of solutions presented herein is believed to contribute a significant degree of originality to the scholarly discourse on the subject.