Bu makale, Keçiçayırı Tepeüstü yerleşmesi ve Gedikkaya Mağarası üzerinden kısa süreli tepeüstü ve mağara yerleşimlerinin işlevlerini incelemektedir. Keçiçayırı, Eskişehir bölgesinde yer alan, Çanak Çömleksiz Neolitik ile Erken Neolitik Dönem’e (MÖ 6700/6600–6300) tarihlenen bir tepeüstü yerleşimdir. Çanak çömlek ve yontmataş buluntular, taş örgülü yuvarlak planlı çukur tabanlı yapılar, buranın Neolitikleşme sürecine katkı sağlayan önemli bir yerleşme olduğunu göstermektedir. Gedikkaya Mağarası ise Bilecik İnhisar’da farklı dönemlerde iskân edilmiş bir mağaradır. Erken Neolitik Dönem’de (MÖ 6500) aykırı gömüt ve kanibalizm gibi uygulamalarla öne çıkan Gedikkaya, Geç Neolitik Dönem’de (MÖ 6200-5800) ise dönemin geniş bir kültürel etkileşim ağına işaret eder biçimde, farklı coğrafyalarda da izlenen ortak çanak çömlek özelliklerini yansıtmaktadır. Her iki yerleşim de Neolitik Çağ'daki iklimsel değişimler ve kültürel kırılmalarla şekillenen insan hareketliliğini yansıtmaktadır. Keçiçayırı, köy topluluklarının tarım odaklı yerleşmelere geçiş sürecinde terk edilmiş; Gedikkaya Mağarası ise belli aralıklarla geçici sığınma, barınma, ritüel amaçlı ve yayla yerleşimi olarak kullanılmıştır. Söz konusu iki yer de yerel ve dışarıdan gelen toplulukların bir araya gelerek kültürel etkileşim ve yeniden yapılanma süreçlerine katkıda bulunduğu, dağlık ve korunaklı yerleşim modellerinin önemli örnekleri olarak değerlendirilmektedir.
This study investigates the functional roles of short-term hilltop and cave settlements during the Neolithic period, focusing on the Keçiçayırı hilltop settlement and Gedikkaya Cave as case studies. Keçiçayırı, a hilltop settlement located in the Eskişehir region, is dated to the Pre-Pottery Neolithic period and Early Neolithic period (c. 6700/6600–6300 BC). Archaeological evidence, including pottery and chipped stone artifacts, circular stone-walled, semi-sunken structures, and other material findings, highlights the site’s importance in the broader Neolithization process of the region. Gedikkaya Cave, situated in İnhisar, Bilecik, served as a settlement during various periods. In the Early Neolithic Period (c. 6500 BC), the cave is notable for distinctive practices such as unusual burial practices and evidence of cannibalism. In the Late Neolithic Period (c. 6200–5800 BCE), it reflects common pottery characteristics observed across different regions, indicating a wide network of cultural interaction during that time. Both settlements provide insights into patterns of human mobility, likely driven by climatic fluctuations and cultural disruptions during the Neolithic. The abandonment of Keçiçayırı coincided with the transition to agriculture-based village communities, whereas Gedikkaya Cave functioned intermittently as a refuge, shelter, ritual site, and highland settlement. These sites exemplify settlement strategies in mountainous and sheltered environments, showcasing interactions between local and external groups that facilitated cultural exchange and reconstruction processes.