Yasadışı psikoaktif maddelerin üretimi, dağıtılması ve pazarlanmasının artan etkileri ve popüler kültürdeki sunumları, küresel ve yerel siyasette ve akademik çalışmalarda her geçen gün daha görünür hâle gelmektedir. Buna bağlı olarak, bu maddelerin trafiğinin farklı aşamalarında ve şebekelerde kadınlara biçilen roller ve kadınların temsillerinin anlaşılması da hem pratikte hem de akademik yazında daha çok önem arz etmektedir. Bu çalışma, kadınların, yasadışı psikoaktif madde trafiğinin farklı aşamalarında genellikle küçümseme ya da abartma arasında salınan rollerine ve temsillerine sanat eserleri, etnografik, antropolojik kaynaklar ve araştırmacı gazetecilik çalışmaları üzerinden odaklanmaktadır. Çalışmada, yasadışı psikoaktif madde trafiği şebekelerinde en alt kademeden lider konumundaki kadınlara odaklanan literatür ve popüler kültürdeki sunumlar üzerinden, kadınların rolleri ve temsilleri analiz etmektedir. Bu bağlamda, çalışmada, kadınların rolleri ve konumları, tarihsel-sosyolojik bir perspektifle faydalanılarak tartışılmaktadır. Buna göre, çalışmada, kadınların, daha çok, trafiğin alt basamakları olan üretim, dağıtım ve pazarlama aşamalarında rol aldığı; ancak, nadiren de olsa daha üst kademeler olan şiddet uzmanlığı ve en üst mertebe olan liderlik konumuna da yükseldikleri savunulmuştur. Buna göre, bu yöndeki çalışmaların; kadınların trafikteki ve şebekelerdeki durumunu, kendi kararlarını kendileri alamayan, edilgen ve kurban aktörler ve bunun da karşısında, kadınların kendi kararlarını kendileri alan, risklerin farkında olan ve rasyonel, etkin aktörler olduğunu savunan örnekler olmak üzere ikiye bölündüğü ortaya konulmuştur. Vaka analizi sonucunda ise, kadınların, 20. yüzyılın başından itibaren, Meksika’da, trafiğin liderlik de dâhil birçok aşamasında rol sahibi olduğu ve bu durumun, birer açık sır olarak kabul gördüğü sonucuna ulaşılmıştır. Bununla birlikte, hem trafiğin kendi yapısı hem trafiğe dair söylemler hem de trafikle mücadele, ataerkil normlar ve pratikler üzerinden şekillenmiş; kadınların rol ve temsilleri de bunlardan etkilenmiş, faal olarak şebeke liderliği yapan kadınlar dahi kendilerini geri planda tutmaya dikkat etmişlerdir. Bu şekilde, küresel yasadışı madde trafiğindeki kritik konumları sebebiyle merkezine Meksika ve Kolombiya’daki yasadışı psikoaktif madde trafiği şebekelerini ve bunların eylemlerini alan çalışma, konuya dair Türkçe yazındaki göreceli boşluğa da katkı sağlamayı amaçlamaktadır.
The cascading effects of illicit psychoactive substances’ production, distribution, and marketing and their presentation in popular culture are becoming more visible in global and local politics and academic studies. Accordingly, understanding the roles assigned to women and representations of women at different stages of trafficking these substances and in networks has become more important in practice and academic literature. This study assesses the roles and representations of women, which often oscillate between underestimation and exaggeration at different stages of illicit psychoactive substance trafficking through works of art, ethnographic, anthropological sources, and investigative journalism. The study analyzes women’s roles and representations through presentations in literature and popular culture that focus on women as the lowest-ranking leader in illicit psychoactive substance trafficking networks. In this context, in this study, the roles and positions of women are analyzed using a historical-sociological perspective. Accordingly, the study concludes that women mostly play a role in the production, distribution, and marketing stages, which are the sub-stages of traffic; however, they rarely rise to the higher levels of expertise in violence and the highest level of leadership cadres. Accordingly, studies in this vein reveal that women in traffic and networks are divided into passive and victim actors who cannot make their own decisions, and examples that argue that women are rational and active actors who make their own decisions and are aware of the risks. As a result of the case analysis, the study contends that women have had a role in many stages of traffic, including leadership, in Mexico, since the beginning of the 20th century, and this reality was accepted as an open secret. However, patriarchal norms and practices have shaped both the structure of the traffic itself, the discourses about the traffic, and the fight against traffic. Since the roles and representations of women have been further affected by these norms and practices, women who actively led networks have prioritized keeping low profiles. In this respect, the study, which focuses on the illicit psychoactive substance traffic networks in Mexico and Colombia and their actions due to their critical position in the global illicit drug traffic, further aims to contribute to the relative gap in the Turkish literature on the subject.