Osmanlı kitap ve kütüphane kültürü, söz konusu olan II. Meşrutiyet Dönemi olduğunda,
genellikle Ali Emîrî Efendi gibi sembol isimlerin öne çıktığı, ama “Mecânîn-i Kütüp” ya da
“Muhibbân-ı Kütüp” gibi sıfatların yakıştırıldığı birçoğu bilinmeyen çok sayıda aktörün
katkıda bulunduğu bir sahadır. Modern literatürde “kitap delisi” anlamında kullanılan
“bibliyoman” ve “kitap sever” anlamındaki “bibliyofil” terimlerine karşılık gelen bu sıfatlarla
anılabilecek bazı isimler, kitap ve kütüphane merkezli yaşamlarıyla Osmanlı kültür tarihine
mütevazi katkılarda bulunmuştur. Kitaplarla kurdukları ilişkileri, Muhibbân-ı Kütüplük
seviyesinde olan isimlerin bazıları, kitap peşinde geçen yaşamlarıyla, tarihe mâl olmuş ama
fiziki varlıkları zamanla efsaneleşmiş hale gelen bazı kitapları tesadüfen de olsa bularak
yeniden hayata döndürmüştür. Bilinçli bir kitapseverlik ve koleksiyonerliğe karşılık gelen bir
ifade olan Muhibbân-ı Kütüp sıfatını hak eden bu isimlerin bazıları, sahip oldukları çoklu dil
yeteneği ve uzak coğrafyalara seyahat imkânlarıyla, kitaplara vakfettikleri yaşamlarının zengin
birer özeti olan irili ufaklı kütüphaneler kurmuştur. Bu kişi ve kütüphanelerin bazıları
biliniyorsa da bazıları farklı sebeplerle çeşitli dönemlerde ya unutulmuş ya da hiç fark
edilmemiştir. Bu zeminde kendi kuşağının en meşhur kitap uzmanlarından biri ve oldukça
zengin bir kişisel kütüphane sahibi olan bir gazeteciyi merkeze alacak olan bu makale, Osmanlı
basın tarihine Sebîlürreşâd dergisindeki seyahat yazılarıyla dâhil olan S. M. Tevfik’in
bilinmeyen bir yönünü ve sahip olduğu zengin kütüphanesini gündeme getirecektir. II.
Meşrutiyet Döneminde gerek kitap uzmanlığı ve gerekse kütüphanesiyle çok uluslu bir üne
sahip olmasına rağmen şimdilerde adı unutulmuş olan S. M. Tevfik’in hem gazetecilik hem de
kitap koleksiyonerliği anlamında aksiyoner olan yaşamının kitap ve kütüphane kültürüne
katkısı bağlamında ele alınmasıyla, Türk kitap ve kütüphane tarihinin kayıp halkalarından
birinin daha gün yüzüne çıkarılması umulmaktadır.
The bibliophile culture is the Ottoman Empire is usually associated with the names such as Ali
Emîrî Efendi as an iconic figure in The Second Constitution Period. Yet, the attributions such
a Mecânîn-i Kütüp [Those who are madly in love with the books] or, “Muhibbân-ı Kütüp” [Book Lovers], can be used to describe a great many cultural activists that are generally
unknown in academic circles. In modern literature, the figures who can be explained by the
term’s bibliophile and biblioman has been recognized and appreciated moderately for the role
they have played in the prospering of book and library culture. The ones whose intimate
relationship with the books have led to their financial ruins and eternal appreciation from
history. Only a handful of such figures have got the opportunity to be revived from the annals
of history due to recent scholarships. Many of these respectable figures have enriched their
libraries and private book collections with extraordinary zest and determination, acquiring vast
linguistic knowledge and undertaking extensive voyages in the old world. Thus, they earned the
right to be called bibliophile. Most of these scholars, their heroic endeavors, and precious
collections have joined the annals of history, except for a handful of few. This current paper is
an attempt to revive and recognize one of the greatest bibliophiles of the period, S. M. Tawfiq
whose contribution to Ottoman publication in Sebîlürreşâd journal as a travel writer had
earned him fame in publication circles, yet, his other contribution to book culture, namely his
book collection, has received insufficient attention so far. This current paper is an attempt to
pay the due tribute to the man whose expertise on books, along with his insatiable love of
knowledge, his journalism, and his outstanding book collection had contributed immensely to
the prospering of book culture in The Second Constitution Period. This paper hopes to provide
S. M. Tawfiq with the recognition that he certainly deserved.