İnsanlığı büyük yıkımlara sürükleyen salgın hastalıklar, kimi zaman tarihin de seyrini değiştirmiştir. Bu salgınlardan biri olan frengi hastalığı var olduğu andan itibaren toplumları hem fiziksel hem de ruhsal olarak sarsan sinsi bir hastalık olarak karşımıza çıkmıştır. 1492 yıllında Amerika Kıtasının keşfinden sonra hızla yayılmaya başlayan frengi, önce Avrupa’yı daha sonra ise tüm dünyayı etkisi altına almıştır. Elbette ki Anadolu coğrafyasında da frengi yaygın şekilde görülen hastalıklardan birisidir. Özellikle 19. yüzyılın başlarından itibaren bir yandan açlık, beslenme sorunu, yoksulluk, savaş, doğal afetler yaşanırken öte yandan meydana gelen frengi salgını Anadolu insanının en büyük kâbuslarından biri olmuştur. Bu çalışmada frengi hastalığına, döneme şahitlik etmiş kişilerin gözünden bakılmaya çalışılacaktır.
Epidemics, which dragged humanity into great destruction, sometimes changed its course in history. Syphilis, one of these epidemics, has emerged as an insidious disease that has shaken societies both physically and spiritually since its existence. Syphilis, which started to spread rapidly after the discovery of the Americas in 1492, first affected Europe and then the whole world. Of course, syphilis was widely seen in the Anatolia geography. Especially since the beginning of the 19th century, while hunger, nutrition problems, poverty, war and natural disasters were experienced on the one hand, the syphilis epidemic that occurred on the other hand became the worst nightmare of the Anatolian people. In this study, it will be tried to look at syphilis from the eyes of people who witnessed the period.