Tezin Türü: Yüksek Lisans
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Süleyman Demirel Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2025
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: Remzi ŞEKER
Danışman: Ömer Faruk Atan
Özet:
Fıkhın
anlaşılması, daha iyi kavranması yeni problemlerin çözümünde ondan istifade
edilebilmesi açısından önem arzetmektedir. Bu bağlamda çalışmamızda günlük
hayatta sıkça kullanılan mu‘âmelâtın malî sözleşmelerini kapsayan özel
borç ilişkilerindeki ihtilâflar ele alınmıştır.
Hanefî mezhebinin kurucu fakîhlerinden İmâm Ebû Hanîfe, İmâm Ebû Yûsuf, İmâm
Muhammed ve İmâm Züfer arasında bu konuda ortaya
çıkan görüş ayrılıkları ve gerekçeleri detaylı bir şekilde incelenmiştir.
Araştırmamız
giriş, iki bölüm ve sonuç kısmından oluşmaktadır. Birinci
bölümünde Hanefi mezhebinde kurucu imâmlar ve borçlar hukukunun genel çerçevesi
zikredilmiştir. İkinci bölümde ise ihtilâf kavramı ifade edilerek kurucu
fakîhlerin özel borç ilişkilerine dair görüş ayrılıkları işlenmiştir.
Yapılan çalışma neticesinde, kurucu imâmlar
arasındaki görüş ayrılıklarının bazı durumlarda müşterek kanaate, bazılarında
ise karşılıklı muhalefete dönüştüğü tespit edilmiştir. Buna göre İmâm Ebû
Hanîfe birçok konuda talebeleri ile aynı kanaati paylaşmıştır. Bazı konularda
ise talebelerinin ittifâk ederek hocalarından ayrıldıkları, kimi meselelerde
ise üç imâmın birbirinden bağımsız görüş beyan ettiği görülmüştür.
Bu görüş ayrılıkları, fıkhın zamanın şart ve ihtiyaçlarına uygun çözüm ve tercih üretmekte ne kadar canlı bir yapıya sahip olduğunu göstermektedir. Ayrıca görüş ayrılıklarının dayandığı delillerin çoğunlukla zannî olması, hadislerin sıhhat derecelerine ilişkin değerlendirmeler, delillerle ilgili farklı tercihler, dönemin değişen piyasa şartları, kolaylık ve maslahatın esas alınması, delillerin farklı yorumlanması ve bunlara bağlı olarak ictihâdî usûl farklılıkları gibi çeşitli sebeplerden kaynaklandığı belirlenmiştir. Bu ihtilâflar, Hanefî fıkhının dinamik, zengin ve esnek yapısını ortaya koymakla kalmayıp aynı zamanda fıkhî görüşlerin anlaşılmasına ve gelişmesine katkı sunmuştur.